GİZLENEN TÜRK TARİHİ

03:55 Unknown 1 Comments




Tarih derslerinde size anlatılan bütün safsataları unutun. Gerçek Türk ve dünya tarihini yayınlıyoruz. 
  • Yazıyı Türkler mi buldu ?
  • Mısır Piramitlerinin inşasında Türklerin payı nedir ?
  • Batıdaki medeniyetler Türkler sayesinde mi kuruldu ?
  • Latin alfabesinin temellerini Türkçe mi oluşturuyor ?
  • Çin sınırları içerisinde Xion şehri yakınlarında gizlenen Beyaz Piramidi Türkler mi yaptı ?
  • Roma Hukuku Türklerin Ateş Kültünden mi gelmektedir ?
  • Türkler tek tanrılı bir dine mi sahiplerdi ?
  • Tarih bölümlerimize okutulan, ilköğretimde, orta öğretimde okutulan Türk tarihini kimler yazdı ?

Bu ve bunlar gibi bir çok sorunuza yanıt olacak, hayretler içerisinde kalacağınız bilgileri içeren yazımıza başlayalım.
Nazi Almanyasın dan kaçıp senelerce Türkiye'de hocalık yapan Prof. Numark'ın söyleşisinden bir parça ile başlayalım.

İstanbul üniversitesinde öğretim üyesi alman asıllı prof. Numark ile bir kısım öğrencisi Boğaziçi’nde geziye çıkarlar.Öğrencilerden biri Numark’a sorar.

- Avrupalı bizi neden sevmez?

Prof. Numarkın cevabı:
- Çok samimi olarak itiraf edeyim ki Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir.Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hristiyanların hücrelerine sinmiştir.Sebeplerine gelince;

1 -Müslüman olduğunuz için sevmez.Ama faraza laik şöyle dursun,  Hristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler.


2- Sizler farkında değilsiniz ama; onlar şu gerçeğin farkındalar :Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz.Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa , bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.


3 -Avrupa’nın pazarı idiniz.Şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.


4 -En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.


5 -Selçuklular Anadolu’yu ,Osmanlılar da Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler.


6 -Sizi silah ile yenemeyecekler.Sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar.


7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi İslamiyet belki bugün sadece Hicazda varlığını devam ettirirdi.Kaldı ki vehhabiliği kuranlarda ,İngiliz Dominyon Bakanlığın adamlarıdır.Batı her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti.Ama Osmanlı asrı saadeti devam ettirdi.


8 -Kilise size kin kusmaktadır.Ve sebepleri yukarıdadır.


9 -Sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır.


10 -Yine sizler Avrupa’nın tarihi düşmanısınız ve daima düşman olarak kalacaksınız.


Atatürk
’ün şu sözünü hatırlayalım: 

“ Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır” (1930)
Yil 1936 Atatürk diyor ki: 
"Tarih Kurumunun Alacahöyük’te yaptığı kazılar sonucunda bulunan 5500 yıllık maddi Türk Tarih Belgeleri Dünya Kültür Tarihini yeniden incelemeye sebebiyet verecek niteliktedir."

Atatürk’ün kendi el yazısı ile yazdıklarına bakalım şimdi de.

“Bu memleket dünyanın beklediği, asla unutamadığı, bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin yıllık bir Türk beşiğidir. Beşiği rüzgarlar salladı beşikteki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın yıldırımlarından, şimşeklerinden, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası olarak tanıdı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu simsek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”

Atatürk “En aşağı 7000 yıllık bir Türk Beşiğidir, Anadolu” diyor. Bu durumda şu an bilinen tarihe göre Türklerin 1071’de Anadolu’ya geldikleri varsayımı çöpe gitmiyor mu? Acaba neden Atatürk, 4000 demiyor 5000 demiyor da 7000 yıl diyor?


Atatürk’ ün bu güne dek nedensiz ve ciddi bir dayanağı olmayan hiçbir açıklaması olmadığına göre?

Atatürk'ten verdiğim örneği tekrar yazıyorum. Atatürk “En aşağı 7000 yıllık bir Türk Beşiğidir, Anadolu” demiş. Atatürk'ün sözleri sık sık tekrar edilir bizim memlekette bunu hepiniz biliyorsunuz. Peki bu "en aşağı 7000 yıl" meselesini duyan kaç kişi var aranızda? Neden konuşulmuyor bu laf? 1950'lerde gizli anlaşmalar ile Türkiye'de eğitimi amerikalıların ele geçirdiğini herkes biliyor. O yıllardan sonra ancak avrupa ve amerikanın işine geldiği gibi eğitim verildi. O nedenle “Tarih Türklerle başlıyor, kağıdı Türkler buldu, Türklerin kökeni 16000 yıl öncesine gidiyor, Latin Alfabesinin temelinde Türkler yatıyor.” diye biri size anlatsa ne düşünürdünüz? Bütün öğrenilenin aksine bu açıklamalar tatlı bir şok olurdu herhalde. Size öğretilen şeyler o kadar kök salmıştır ki artık onu yıkıp yenisini ve doğru olanı inşa etmek imkansız gibidir. Einstein’in bir sözü var: 
“Bir ön yargıyı ortadan kaldırmak Atomu parçalamaktan daha zordur.” 
 Belli ki ön yargı ve alışkanlıkları değiştirmek daha çok vakit alacak…



Tarih bölümlerindeki profesörlere  doçentlere, yardımcı doçentlere v.b. sorun bakalım. Size öğrettiklerinin kaynakları neler? Hangi devletlerin kayıtlarından yararlanıyorlar? Alman mı? Rus mu? İngiliz mi? Çinli mi? Bu kaynakların içinde hiç Türk olan var mı :)

Avrupa uygarlığını kuranların Etrüksler olduğunu kabul eder avrupalılar. Batının dili kendine ait değildir, dili dışarıdan gelmiştir. Yazı da avrupanın kendisine ait değildir. Yazının Finike'den geldiği varsayılır oysa direkt olarak Orta Asya'dan yani Ön Türklerden gelmiştir avrupaya. Özetleyecek olursak avrupanın yazısı, dini, dili de kendisine ait değildir ve hatta böyle bir kökene de sahip değildir. Fakat bu aynı avrupa rönesans ile birlikte büyük atılım yaparak keşifler, icatlar yapmış ve oldukça ileriye gitmiştir. O ayrı bir konu. Bizim konumuz tarih. Kendi kökenini arayan avrupa 1780 yılında Etrüks yazıtlarını bulunca " Bizim kökenimiz bulundu" deyip büyük sevinç yaşadı yazık :) Etrüksçeyi batılılar hiç bir zaman okuyamadılar. Yazıtlarda Yunan uygarlığını bulacağını uman avrupa Ön Türkleri bulunca konuyu hasır altı etti. Bunu yaparken de utanmadan yazıtlar için "bilinmeyen bir ırkın okunamayan yazısı" dediler. Yunanca bilindiği gibi 2700 sene öncesine ait bir dildir. Avrupa’nin tarihi çok genç! Fransa 1500 yılından beri tarih sahnelerinde, tarihleri 501 yılında başlar ki Atilla 452 yılında ölmüştür. İngiltere’nin de tarihi 1500 yıldır. En uzun tarih Almanların ki olup 2100 yıldır. Roma’nın kökeninde Etrüskler var, Etrüsklerin kökeninde de Ön-Türkler var bulgulara göre. Yunanistan’da da köken olarak Ön-Türkleri buluyoruz, Yunanistan’ın adı da “İçiök” dür, krallık anlamındadır bu söz.Yunanlıların bir bölümü Grek adı altında üst Asya’dan gelmişlerdir. ÖKERIK bunların ilk adı. Ökerik sıkışarak Grek haline gelir.

Ön Türklerin kurduğu ilk devletin adı "BİR OY BİL" dir, günümüzden 12500 yıl önce. Bu devletin sona ermesiyle “TÜRKBİL” devleti ortaya çıkmıştır, bu devlette Türkçe konuşulurdu. Türkleri tarih kaynakları hep göçebe olarak niteler, oysa Türkler “göçebe” değil “göçmen” idi ve yerleşiktiler. Düşünün Almanya'ya çalışmaya giden Türkler göçebe midir? Yoksa göçmen midir? Selçukluları yok eden Osmanlı göçebeleri idi, göçebe kültürüydü. Osmanlıların dayandığı oymak KAYI aşiretiydi.

Sümerler 5000 yıl önce yazıyı icat ettiler, bir nevi çivi yazısı şeklindeki bu yazıyı Batılılar söktüler. Bu yazıyı ilk söken Sir Henry C. Rawlingson “Bu Turani” bir dildir, demiştir.
Sümerce’de 1000 kadar Türkçe kelime olduğu saptandı, bundan 4–5000 yıl önce Türkçe Sümerce olarak oluşmaya başlamışken bu dil proto Türkçedir, yani ilkel bir Türkçedir.

Macarlar, Bulgarlar ve Finler de Türk’tü, onlar İslamiyet’e girmedikleri için Türklüklerini kaybettiler. Bugün onlara hiç kimse Türk demiyor. Sadece 300000 Gagavuzlar hariç Müslüman olan tüm Türk ırkları kimliklerini koruyabilmişler.

167 milyon yıl önce KRETASE dönemi vardır. O dönemde Orta Asya yok, dev bir deniz var sadece. Jeolojik çalkalanmalar sonucu bu dev deniz parçalara ayrılmış ve ortaya 5 tane deniz çıkmıştır. Bu beş denizin meydana getirdiği tropikal iklimde bir yeni uygarlık doğmuştur. Bu uygarlık Ön Türk Kimliklidir.Ön Türk Kimliğinin kurduğu ilk uygarlık ON UYUL’dur. Bu dönem 8500 yıl öncesidir günümüzden.Şu ilginçliğe bakınız o yıllarda Taklamakan’da deniz vardı. Bunun ilk adı “UÇUGUY KÖL” dür. Kazan sehrinin o günkü adı ise “IZGINTI UKUZUN” dur. Gobi çölünün ilk adı “BIKLI ÇÖL” dür. ON UYUL dönemi yazıtlarına bakıldığında (5000 yıl öncesi) harflerin bir kısmı örneğin C ve D Latin Alfabesindeki harflerin aynı, demek oluyor ki Ön Türklerde baslayan kelime ve sözcükler hem Latin alfabesinin hem de diğer tüm dillerin temelini oluşturmaktadır.

“ATOYBIL” devleti konfederasyonun sona ermesiyle “TÜRKBIL” devleti ortaya çıkıyor. Bu da milattan önce 879 yılına denk geliyor. Bu Türükbil devletinde Türkçe konuşulur. Bu devlette tarih yazanlar vardır. Bu kişilere BOLBOLLAR deniyordu. Bugün bu kelime ilginçtir ki BALBAL olarak geçer.

Ne yazık ki sadece İngilizce, Fransızca, Almanca bilmeye özen gösteren günümüzdeki tarihçilerimiz genelde Orta Asya Türkçe’si bilmedikleri için Orta Asya kaynaklarını okuyamamışlar ve çevirilerle tarih yazma durumunda kalmışlar, dolayısıyla tarihimizi yabancı tarihçilerden ve de eksik yada yanlış öğrenmek durumunda kaldık.

Sümerler Türk'tür ve Atatürk döneminde de Sümerlerin Türk olduğu kabul görmüştür. Bu nedenle Sümerbank ve Etibank gibi bankalar kurulmuş, bu bankalara bu isimler verilmiştir. 1000 kadar Türkçe kelime mevcuttur Sümerce de, ayrıca 20 kadar da Arapça.

Görünen o ki; 4-5000 yıl önce Türkçe Sümerce şeklinde oluşurken dil bir tip Proto Türkçe’dir. Bu durumda Türkçe Sümerce’den başlamış ve gelişmiş zamanla Göktürkçe olmuş ve sonrasında Mahmut Kasgari’yle buralara kadar gelmiş.

Erken Türk Tarihi alanında 36 kitabi bulunan Kazım MİRŞAN bütün alfabelerin Türk Alfabesinden doğduğunu, Etrüsklerin de Türk olduğunu ve kağıdı Türklerin bulduğunu kanıtlarıyla ortaya koymuştur.

Mirşan Floransa’ya gidip büyük Etrüskologlardan Camporealli ile konuşur ve tartışır. Sonunda Camporealli Etrüsklerin Türk kökenli olduklarını kabul eder.

Kazım Mirşan hakkında biraz bilgi vereyim. 

Mirşan Doğu Türkistan’da KULCA kentinde doğdu. Şu an 83 yaşında, aile soyu Sibirya’ya uzanıyor. Ailesi Türkmen lehçesiyle konuşuyor. 1935 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a getirilir Mirşan. Boğaziçi Lisesinden sonra İstanbul Teknik Üniversitesini bitirir. Mesleği İnşaat Mühendisliği’dir. O yıllardan başlayarak eski Türkleri araştırmaya başlar ve bunu bir yaşam biçimi haline getirir. Üç Avrupa dilini bildiği gibi çok sayıda Orta Asya Türk lehçelerini okur ve anlar. Bu konuda Mirşan’ın 41 adet kitabı bulunuyor. Kazım MİRŞAN Batılı tarihçilerin birçok saptamalarının yanlış ve eksik olduğunu ısrarla vurgulayarak Türk dilinin 2 grup, 8 dal ve 41 lehçeden oluştuğunun ve bunların tümünü bilmeyen hiçbir bilim adamının yaptığı tarihi inceleme ve araştırmaların doğru sonuç veremeyeceği şeklinde. Bu arada kendisi 10 lehçeyi mükemmel konuşmaktadır. Bu kadar bilgi yeter :) Yazımıza devam edelim.

Bugün İslamiyet’i kabul etmeyen ve hala yaşayan Türkler de var: Çuvas Türkleri, Karainler, Karaylar, Gagavuz Türkleri, Yakut Türkleri….

Macaristan’ı kuran 13 kabileden 9’u Türk boyudur. Kuman ve Peçenek Boyudur, 4’ü Pinegol boyudur. Devlete hakim olan Pinegoller olduğu için devletin resmi dili Macarca olmuştur. 1000 yılında Kral İstvan’i Hristiyanlığı kabul etmesiyle Macaristan’da kullanılan Türk soylu yazı yasaklanmiş, Türk Dini yasaklanmış, yasaklanan törelerle birlikte bozunma ve Macarlaşma da olmuştur.

Öte yandan Mısır Piramitlerinden 2000 yıl önce Çin’de Türk boylarının yaşadığı bir bölgede gizli Piramitler var. Bugün Çin bu bölgeyi yasaklamış durumda. Bahsi geçen bölgeye insan girmesi yasaklanmıştır. Mısır Piramitlerinden 2000 yıl önce yani günümüzden 7000 yıl önce Türklerin yaptığı Piramitler ortaya çıkarsa tarih yeniden yazılır. Tabi bu da bazılarının işine gelmez. 




Çindeki Piramitler (yasaklı bölge)



   
                                               

                         
                                          ÇİNDEKİ PİRAMİTLERİN KUŞ BAKIŞI GÖRÜNTÜSÜ

                            
                       

                                                   ÇİNDEKİ PİRAMİTLER (GOOGLE EARTH)

                           

                       

                          


                      
                                                                        BEYAZ PİRAMİT



Beyaz Piramit'in ikinci dünya savaşı sırasında Çin'e yardım malzemesi götüren bir C-54 uçağından çekilen fotoğrafı 1957 yılında ilk kez Life dergisinde yayınlanmıştır. Bu piramitleri araştırmak üzere 1994 yılında Şensi bölgesinde bir araştırma gezisi yapan Alman bilim adamı Hartwig Hausdof kendi koleksiyonundan birkaç resmin halka açılmasına izin vermiştir. Hausdorf'a göre piramitlerin yapım tarihi en az M.Ö. 2500'ler civarındadır. Piramitler içerisinde bulunan Mısır medeniyetinden çok ileri bir teknikle mumyalanmış olan cesetler ve Ön-Türkçe yazıtlar bulunmaktadır.

 Ön-Türk uygarlıkları tarafından OT-OĞ olarak isimlendirilen Ön-Mısır'a M.Ö 3000 Yıllarında Doğu Anadolu'dan Isub-Ög yazısı gitmiştir.  

İncelemek isteyenler için: Google Earth de koordinatları :
  • 34°21'44.48"N 108°37'50.88"E
Bilinen ilk tarihçi olarak Heredot kabul edilir. Oysa Heredot'tan önce tarihçi Türkler var, bunu yazıtlara dayanarak söylüyoruz. Önre BINABASI diye bir Türk tarihçi var, general. Finikelilere karşı Çanakkale savaşını yapan, yıl M.Ö 516. Darius’la savaşarak yenmiş. Bunu Heredot da tarihinde yazıyor. Heredot Küros Seferini tarihinde anlatır ancak aynı konuyu Onre Binabasi iki kitabında yazmıştır. Ancak batılı araştırmacılar bu gerçekleri görmemezlikten gelmişler.

Orhun yazıtları da bugüne kadar doğru okunmamıştır. Orhun Yazıtlarının içinde Türkiye Türkçesi yok ne Azeri ne de Kazak ne Kırgız ne de Tatar Türkçesine uyar bu yazıtlar. Ancak siz bütün Türk lehçelerini bilirseniz buradaki gerçek kavramları kolayca çıkarabilirsiniz.Birçok yanlış okuma ve çözme var su ana kadar; Mesela Orhun Yazıtlarında geçen ÖTÜKEN YIS ifadesi “Ötüken Ormanları” şeklinde çevrilmiş oysa Ötüken “geçerli” demektir. “yis” te “geçerli kanun” anlamındadır. Yani “yis” orman demek değildir.Düşünsenize yazıtlarda yanlış çeviriyle Ötüken ormanından çıkmayın, ayrılmayın,  mahvolursunuz gibi şeyler yazdığı söylenmektedir. Oysa orada ki anlatıldığı gibi orman değil kanundur. Kanundan ayrılmayın kopmayın denmiştir. Bunun gibi bir sürü yanlışı ortaya koyan bilim adamlarımıza ne Batı ne de Türk Milliyetçileri buna sahip çıkmıyor. Çünkü işlerine gelmiyor. Bazı slogan milliyetçileri belki de bu iddialar kesinleştiğinde zor durumda kalacak çünkü.

Göktürk Devleti deniyor, Göktürk diye ne halk var ne de Devlet!” Tarihte bir yerde geçiyor “Gök” sözcüğü. Türklerde iki tane “k” harfi vardır biri “ök” diye okunur diğeri “ük” diye okunur. Şimdi bu gök sözcüğü iki farklı “k” ile yazılmış, baştaki “ök” harfiyle yazılmış arkasındaki “ük” harfleriyle yazılmıs. Bu durumda kelime “gök” olmaz “okik” olur. Okük “Rabbani Türk” demektir.

Bir anlamda Tanrı Devleti manasında bu kelime. Zira Türklerin o dönemde bile devlet kuruluşlarında Din çok önemli bir faktör. Aslında Türk demek bir bakıma “Din” demektir. Bu durumda söz konusu açıklamalar kabul görürse slogan milliyetçiliği savunacak kavram sıkıntısı çekebilir.

Doğu’da Erzurum’da CUNNİ mağarasında bazı yazıtlar var. Bu yazıtlardaki 18 tane harf Mısır Hiyerogliflerinde bulunur. Bunun anlamı şöyle: Bugüne dek hiçbir araştırmacı bilim adamı Mısır’a yazının nereden geldiğini bulamadı, bilmiyorlar. Hiçbir yerde Mısır yazısının kökenini bulamadılar. Bilinen en yüksek piramit 160 küsur metre ile Keops dimi? Çinde Türklerin 300 metre yüksekliğinde piramit yapması, Anadoluda Mısır Hiyerogliflerinin aynısının bulunması sizce neyi işaret ediyor?


Atatürk 1926’da Türk Parasına Bozkurt resmi koyarak Türk Tarihine ne kadar önem verdiğini göstermiş olmasına rağmen Atatürk’ten sonra bu çalışmalar bırakılmış özellikle 1949’dan sonra ABD’nin etkisiyle Milli Eğitim Politikası tamamen değişme yoluna girmiştir.

Stalin diyor ki: “Tarihi bilen geleceği bilir.”

Napolyon ise: “Her ulusun geleceği tarihinde gizlidir, tarihi de coğrafyasında gizlidir.”

Yazıyı Türklerin bulması uygarlığın Türkler ile başladığını göstermez mi?

Türk Kültürü Kongresinde Türki Devletlerinden gelen Türkologlar İskit yazıları tümüyle 
Türkçe ve Türk dilidir”,şeklinde bir açıklama yapmışlardır. Sibirya da 300’den fazla 
Türk Yazıtı toplanmıştır.

Bu arada Göktürk devleti diye bir devlet yoktur demiştik. Göktürk Kağanlığı diye adlandırılan ifade Orhun Abidelerinde hiç yer almaz. Ne Göktürk ne de Köktürk Kağanlığı ifadeleri yoktur bu yazıtlarda.

Bir başka ilginç konu ise mumya kültürünün nereden geldiği: Çin’de Turfan kentinde bulunan bazı mumyaların Mısırdaki mumyalardan farklı olduğu ve Mısır mumyalarına göre daha ileri bir teknoloji uygulandığı belirlenmiştir. Bu kentte o dönemde sadece Türkler bulunmuşlardır. Bu durumda ilk mumya kültürünün de Türklerden geliştiği ortaya çıkıyor.

Doğu Anadolu’da Van’ın güneyindeki Tirsing Bölgesinde Çılgırı köyünde 45 cm çapında bir taş üzerinde bir yazıt bulunuyor. Bu yazıt çözüldü. Yazıtın ortasında HAÇ işareti var. Yazı 7-8000 yıllık yani İsa’nın doğumundan 6000 yıl öncesi ve o yazıtın üzerinde “Haç” işareti var, (Hristiyanlığın doğuşundan 5-6000 yıl öncesi) Bu haçın doğal olarak Hristiyanlıkla ilgisi yok. “Haç” da bir Türk sembolüdür ve “OK” demektir.


                                     
            


Türkler kendilerine 2 isim vermişlerdir. Bu insanlar kendilerine Türk denmeden önce “OK” sonra da “ON” demişlerdir. Bu ifadeler o dönem dini simge olarak yorumlanıyordu. Niye kendilerine önceleri “OK” demişler? “OK” kuantum anlamında algılanmış. Türklere göre bir insan cennete gidebilmesi yani tanrısına kavuşabilmesi için vücudundaki canın bir bütün halinde vücuttan çıkarak oralara gidebilmesi gerek. İşte oraya gidebilmesi için ok gibi olması gerek. Bu nedenle kendilerine “OK” der önceleri Türkler.  Yani bir nevi ışınlama gibi. Yakarak gönderme. Bu durumda haç işareti Türklerde “OK” oluyor. Yani Türkler biz OK’uz zaten ileride Tanrıya kavuşacağız manasında dinsel bir kavram şeklinde düşünüyor Haç’ı. Oysa bugün Hristiyanlar Haç’ı İsa’dan sonra 300 yıl sonrasına ait bir nesne gibi kabul ediyor!

 Doğu Türkistan Uramçi mumyalarına ne demeli? Uramçi mumyalarının biri milattan önce 1000 yani günümüzden 3000 yıl öncesine ait. Bir başkası 4000 yıllık Lolan denen bir bayan mumyası. En büyük özelliği iç organlarının çıkarılmamış olması. Bu mumyanın üzerinde ameliyat izi var, at kılıyla dikilmiş. Amerikalı doktorların saptamasıyla dünyadaki ilk ameliyatlardan biri olarak kabul ediliyor. Dahası var; buradaki kumaş ekose desenli ve boyalı, günümüzden 4000 yıl öncesinden söz diyoruz,anımsayalım ! (M.Ö 2000)

            
                 

                                    Lolan Mumyası


Avrupa’nın en yüksek dağının adı ALP. Hangi Avrupa dilinde Alp’in anlamı var? Cevap: Hiç birinde… :) Oysa Türkçe’de anlamı var. Alp “ulu” demek, yüksek demek. Balkanların en yüksek dağının adı da BALKAN. Türkmenistan’daki Balkan dağının adını buraya Bulgarlar tarafından Hazar Kıyılarından göç ederken getirdikleri anlaşılıyor. O bölgede kullandıkları ismi geldikleri yere vermişler.

           
                 

                                    Alpler-İtalya

M.K. Atatürk’ün yüzbaşıyken okuduğu şu şiire bakınız:
Gafil !
Gafil hangi üç asrı, hangi on asrı,
Tuna ezelden Türk diyarıdır.

 M. Kemal daha yüzbaşıyken Tuna’nın ezelden Türk diyarı olduğunu biliyor ve söylüyor. 
Neye dayanarak? Sümerler 19. yüzyıla kadar hiç bilinmiyordu, böyle bir kavram 
bile yoktu. Tarihçi olmayan iki konsolos (Fransız ve İngiliz) 19. asırda bir surda araştırma yaparken tesadüfen buldukları tabletlerin okunmasıyla Sümerler diye bir uygarlık ortaya çıktı ve tarih Sümerlerle başlar denmeye başlandı. Dikkat edilirse tabletleri bulanlar da okuyup yorumlayanlar da Fransız ve İngiliz ve sadece konsolos,tarihçi bile değiller. Sonuç ve yorumlar ne kadar sağlıklı olur sizce?


M.K. Atatürk diyor ki:

“Asla şüphem yoktur ki Türklüğün unutulmuş büyük çağdaşlık özelliği ve büyük çağdaşlık yeteneği bundan sonraki gelişimiyle geleceğin yüksek çağdaşlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.”

Atatürk hiçbir şeyi laf olsun diye söylemez.Tarih bunun kanıtlarıyla dolu.

Atatürk o yıllarda bile Türklüğün kökeni konusunda 2000’li yıllara göre çok daha ileri bilgilere sahipti. Örneğin Gençliğe Hitabesinde “muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” derken kesinlikle ırkçılık yapmıyor, kültür ve mayanda bu güç var zaten demeye getiriyor. “Övün, çalış, güven” diyor Yüce Atatürk… Öncelikle övün diyor, niye? Geçmişinle övün ki gelecek için güven duyabilecek bir öz güven oluşsun. Bugün sıkıntıda olsan bile geçmişinle övün ve çok çalışarak geleceğini güzelleştir bunun için gerekli güç binlerce yıllık kültüründe zaten mevcut! Atatürk’ün mesajı bu, iyi anlamak gerekiyor. Atatürk’ün rastgele söylenmiş hiçbir söz ya da açıklaması yoktur.

 GÖKTÜRK tarihi Batılılar tarafından kasıtlı olarak uydurulmuştur. Jean Paul Lou’nun “Türklerin Tarihi” adlı kitabında Göktürk İmparatorluğunun 525’de BUMİN HAN tarafından kurulduğu iddia edilir. Orta Asya Türkçelerini bilmediği için de profesörlerimiz bu kitabın içeriğini Fransızca’dan çevirip hap gibi Türk Tarihi diye bize sunmuşlar. Düşünün şimdi bir. Orta Asya Türkçesinden Fransızca ya çevriliyor ( ne kadar sağlıklı çevrildiği yada nasıl işlerine geliyorsa öyle çevrildiği de tartışmalı ) sonra bizimkiler onu Fransızca dan Türkçeye geri çeviriyorlar.

Oysa kitabin yazarı J.P.Lou “Bumin” diye bir sözcüğün olmadığından haberi yok. 

Doğrusu “Bümin” ve atalarım” anlamındadır. Bumin Han diye biri yoktur, “Bümin Kaan İstemi” vardır.Bümin Kaan İstemi M.Ö 879’da Türükbil egemenliğini, Türük Egemenliğini, Türük Konfederasyonunu kurmuştur. Batılılar M.Ö. 879’da mevcut olabilecek bir Türk devletini kabul edemeyeceği için Bümin Kaan İstemi adını yok saymayı tercih etmiştir.Öte yandan GÖKTÜRK İmparatorluğunun kuruluş ve varoluş bilgileri diye hiçbir belge ve yazıt yoktur. Verilen bilgilerde Türükbil Tarihinin bilgileridir.

 Gelinen noktada öncelikle Göktürk İmparatorluğu denen oluşumun yeniden incelenmesi gerekiyor.Greklerden önce Yunanistan’a ilk adını veren Öntürklerdir. Yunanistan’ın adı “IÇIOK” tur. Yunanistan’daki Yunanlıların bir kısmı doğrudan doğruya Ulukent’e Kızılçalık Vadisinden kalkıp Yunanistan’a gelen Öntürklerdir ki bunların adı “ÖKRIK” tir, “gök” kelimesi de buradan gelir.Şimdi bu gerçekler kapsamında Yunanlılar Ege Denizinden nasıl hak iddia edebilecekler? Daha da ilginci şu:
Pelas soyundan olan Attika halkı Helenleşirken dillerini de değiştirirler. Kim diyor bunu? HEREDOT! Nerede söylüyor? Birinci kitap 57’de. Peki Pelaslar kim? Pelaslar Etrüsk’tür, Türk’tür! Bunu bugün Yunanlılar da Batılılar da kolay kolay kabul edemez. O halde çıksınlar 5–6000 yıl öncesine ilişkin bir Yunan yazıtı göstersinler de bir görelim! Ama bulamayacaklar… M.Ö. 8. yüzyılda Avrupa’dan bir tek şehir adı sayılamaz,yoktur.

 Oysa biz 4 Türk şehrinin o tarihlerde Avrupa’da var olduğunu söylüyoruz:
- Abakan Sarayı
- Serene
- Urkun Boluk
- Karabalgasan

Ön Türkler bu şehirlerde yerleşik olduklarına göre şimdi kim göçebe Avrupalılar mı, Türkler mi? Kim Avrupa’lı kim değil? Kuzey İspanya Lasparsiya Mağarasında bulunan 14000 yıl önce yazılmış bir yazıt var. Yazıt üstelik Ön Türkçe yazılmış! Buna ne demeli? Ön Türklerde “ÖKÜK” kelimesi çok önemli, rabbani demek.İlahi bu kavram daha o yıllarda kullanılıyor.

 Norveç’li profesör var, adı Shell ARTUN. Kendisine Norveç Bilimler Akademisinde bir deli gözüyle bakılmaktadır. Çünkü 1994 yılında üniversite dergisindeki yazısında diyor ki:“Doğudan gelen Runik Yazıları Orta Asya’dan geliyor ve bilinenin aksine 2000 yıl daha eskiler. Shell Artun ayrıca runik yazılarının Alman kökenli değil Türk kökenli ya da Asya kökenli olduğunu söylüyor.Yıl 2008 ve İsveç’te bir köy İsveçli olmalarına rağmen Türk asıllı olduklarını ısrarla iddia ediyorlar.

Şimdi bütün bunlar masal mı ya da rastlantı mı?

Etrüskler Avrupa Medeniyetini kuran bir halktır. Etrüskler Ön Türklerdir. Dolayısıyla Avrupa Uygarlığının temelinde Türkler var.” Ancak bu savı Batı kabul etmiyor ve “Evet Avrupa’da ilk devleti kuran Etrüsklerdir ancak bunlar Türk değildir” diyorlar. Avrupalılar Avrupa’nın en eski medeniyetinin Yunan Medeniyeti olduğunu söylüyor. Bu nedenle Etrüsklerin de alfabeyi Yunanlılardan aldığına inanıyorlar. Kanıt olarak da 754 tarihli MARSILIANA TAHTASI gösteriliyor. Hiçbir dayanak olmamasına rağmen bu tahtadaki alfabeleri Etrüsklerin Yunanlılardan aldığını kabul ediyor, Batı. Ancak tutarsızlık ciddi boyutlarda! Ne Fenikeliler ne de Yunanlılar da hiçbir alfabe çalışması olmamıştır tarihte.. Buna karşın Etrüsklerde 7 ayrı alfabe var. Yeni alfabe çalışması olan tek halk Etrüsklüler.

Bu bilgiye rağmen Batılılar alfabeyi Etrüskler Yunanlılardan aldı demeyi inatla sürdürüyor. Etrüsk alfabesinde bugün hala kullandığımız A,B,C,D,E harfleri MARSILIANA Tahtasında belgelidir. Bunlar İtalya’da bulunmuş Etrüsk Yazıtları, dikkatinizi çekerim. Avrupalılar Yunanlıların İtalya’ya ilk medeniyeti getirdiğini kabul ediyor ve ön yargıyla 764’te Etrüsk’le tarih başlar diyorlar. Çünkü onlara göre Etrüskler alfabeyi Yunanlılardan aldı. Oysa kesin bir gerçek daha var atlanan. Dünyada alfabe üzerinde çalışmış tek halk Orta Asya Türk alfabesi üzerinde çalışmış Türk ve Etrüsk halkı. Şimdi bu durumda alfabe üzerinde hiçbir çalışması olmayan Yunanlılardan Etrüskler nasıl alfabeyi kopya etmiş olabilir? 

Bütün bu gerçeklere rağmen Batı neden her şeyi Yunanlılara mal etmeyi tercih 
eder? Yazıtlarda açık seçik görülüyor, Etrüsk Alfabesindeki harflerin karşısına Yunanlılar o harfe benzeyen kendi harflerini koymuş ancak alfabenin prensiplerini isedeğiştirmemişler. Avrupa’nın böylesine mantık dışı bir kabulü bu kadar yıl yapıyor olması oldukça düşündürücü.Üstelik doğru dürüst hiçbir yazıt okumadan, çözmeden! Manalı tek sözcük yok okudukları.  

Etrüsklerin anavatanı ETRURIA, FLORANSA (Orta İtalya). Orada Prof. Comporeale’ye Orta Asya’dan Türklerde 5 tane “T” harfi olduğunu bulgularıyla gösterir Kazım Mirşan. İtalyan inanmakta güçlük çeker, şaşırır. İtalyanlarda kendi tarihine ilişkin araştırmalarda PERUGIA’da bir taş bulunca artık Avrupa’nın tarihi belli oldu, bu ETRÜSKLERE ait bir taş dediler. Olay 1940-50’lerde geçer ve İtalyanlar sevinçten uçaklarla halka bildiri atarlar. “Geçmişimizin belgesini bulduk” sloganıyla ortalığı ayağa kaldırır İtalya. 

İtalyanların bir başka yanlışı ise Etrüsklerin Yunanlıların o bölgeye çıkışından sonra 750 yıllarında orada yaşadıklarını kabul etmek. Etrüsklerin sözcükleri var ve Etrüsk yazıtları genelde dini kavramlar içerir. Etrüskçe sözlük neredeyse tümüyle Türkçe sözlerle dolu, rahatça anlayabileceğimiz sözler. Sümer yazısında ise farklı bir durum var. Adam balık resmi yapıyor, balık diye okuyor, yani okumaya bile gerek yok. Öte yandan bazı Batılı bilim adamları Etrüsklerin Türk olduklarını kabul ediyor. Ancak bu bulguyu genel Avrupa fikir sisteminde kabul ettirebilmiş değiller. Bu fikri savunan Avrupalılardan birkaçı şöyle: Etrüskler adlı eserin yazarı TAYLORDelanguage Rusk eserinin yazarı Bahon CARRA ve VUKS. 

Erzurum Cunni Mağarasında bulunan Hiyeroglifler Mısır yazısının Anadolu’dan gittiğini gösteriyor. Cunni mağarasında bulunan 18 tane harf Mısır Hiyerogliflerinde de aynen var.Günümüzden 5000 yıl öncesine ait, bu durumda Mısır’a yazı Anadolu’dan gitmiştir.Bugün Mısır yazıtlarının kökenini gösterecek hiçbir belge yok, tek kanıt Anadolu’dan Erzurum Cunni mağarasından çıkıyor.Anadolu’dan Mısır’a yazı 5000 yılında gitti. 2000 yıl daha geri giderek Anadolu’daki Etrüsk yerleşimi başlangıcını da düşünürsek toplam 7000 yıllık bir süreç ortaya çıkar. 

Atatürk ne demişti anımsayalım: “Anadolu 7000 yıllık Türk beşiğidir.” :)

Bugün İskandinav ülkeleri İskandinav Runik yazılarının kökenini DINYEPER bölgesinde (eski ön Türkçede adı OZU NEHRİ – OZU OGIZ) aramaktadırlar. Dinyeper bölgesinde BIR OYBIL Devleti vardır. İskandinavların bir başka arama noktası ise Val CAMONICA’da İtalyan Alpleri'dir. İtalyan Alplerinde Ön Türkçe yazılar bulunmuştur.Yani İskandinavlar RUNIK yazıyı icat falan etmemişler, dışarıdan getirmişler. Bu durumda RUNIK yazısı nereden gelmiş olabilir? Bulgular Runik yazısının Ön Türkçe ile yakın benzerliğini vurguluyor. Öyleyse?

Sümerlerin Türk olduğu, daha 1936 Türk Dil Kurumu Kongresinde tartışıldı ve ünlü Fransız Sümerolog Hiler Barentan ve diğer yabancı bilim adamları da bu savı doğruladı. 

Tarihin başlangıcında iki Türk Devleti var biri ETRÜSKLER biri de PELASKLAR’dır. Pelask ulusu Yunanistan’a Yunanlılardan bin yıl önce gelip yaşamıştır. Bu durumda Yunanistan’da Yunanlılardan önce bir Türk Devleti kurulmuş olmuyor mu? Araştırmacı Adile AYDA Latin Alfabesinin Pelesklerden geldiğini savunuyor.Buna ne buyrulur! 

Acaba tarih yeniden mi yazılmalı?
1997 yılı Mart ya da Nisan ayında Cumhuriyet Gazetesi’nde Ahmet Taner Kışlalı’nın bir yazısı çıkar: “TARiH YENiDEN Mi YAZILMALI?” Bu savı da aşağıdaki bulgulara dayandırır yazısında: Fransa’daki bazı bilim adamlarının bulguları, kütüphanelerdeki bulgular Türklerin yaklaşık 2200 yıl önce İstanbul’a geldiklerini kanıtlıyor. Hatta buraya “ASTANBOLiK” adını vermişler. ASTAN Ön Türkçede “GÖK”, Zazacada “GÖKYÜZÜ” anlamına geliyor. “BOLiK” de “KENT” anlamına geliyor. Türkçede de KENT.

Örneğin; 
Hun Devlet geleneğinde Ordu karargahlarının olduğu yere özellikle Uygurlarda “ORDUBOLiK” deniyordu ve aynı zamanda buralar “başkent” anlamına da geliyordu.

Bir başka açıdan bakıldığında yıllardır bizlere söylenen “Türk Tarihi ORHUN Yazıtlarıyla Başlar” ifadesi ne yazık ki gerçekçi olamıyor. Dönüp dolaşıp yine Yüce Atatürk’ün şu ifadesine geliyoruz: 
  • “Bu memleket 7000 yıllık bir Türk Beşiğidir ve bu beşik de medeniyetin özüdür.”

Bu söz boşuna ya da rastgele söylenmiş olamaz bize göre.

Asıl olan doğruların ortaya çıkması, zira zaman en kutlu yargıçtır. Zaman hiçbir biçimde gerçeğin çok uzun süre gizli kalmasına izin vermez. Türk Ulusunun uygarlığın beşiği olduğuna dair bulgular er geç kanıtlanacaktır.

Alman Tarihçi HAMMER söyle demişti bir zamanlar: 
  • “Tarih Türklerden çok şey öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler var ki bunlar uygarlığın birer ziynetidir.”
La Martin ise: 
  • “Bence insanlığa şeref veren Türk ulusunun düşmanı olmak insanlığın düşmanı olmaktan farksızdır.”

Martin Luther King Almanlara şöyle seslenir: 
  • “Ey Almanlar, bırakınız Türkler Almanya’yı istila etsinler, hakkın adaletin ne olduğunu size Türkler öğretecektir.”

Bu sözler acaba neden söylenmiş, düşünmek gerek.. 


Türkiye'nin 2 katı yüz ölçümüne sahip Moğolistan’daki araştırmalar gösterdi ki “Ben Türküm” diye haykırmayan hiçbir anıt, hiçbir yazıt, hiçbir bengü taşı yok oralarda.Bulgular artık şunu belgeliyor: KÖLTiGiN, BiLGE KAĞAN ve TONYUKUK yazıtları Türklerin ilk yazıtları değil. Türk dili burada deyim, vecize, atasözü düzeyine ulaşabiliyor ancak. Alfabe tesadüfi bir alfabe olmayıp ORHUN’a gelinceye dek mükemmelleşmiş ve imla kuralları şekillenmeye başlamıştır.

İtalya’da Piacenta Settina bölgesinde ki PO ovasında, bir Etrüsk anıtı var. Bronzdan yapılma taş değil sapasağlam hiç bozulmadan günümüze dek kalabilmiş. Anıtta bir piramit figürü görünüyor. Piramidin güney tarafı Etruria’yı gösteriyor, bugünkü İtalya’da. Öbür tarafı ise Avusturya’daki Kelt Bölgesini gösteriyor. Piramidin bir diğer ucu ise Fransa’daki Glozel’i gösteriyor. Yani bize demek istiyorlar ki biz Glozel halkı, Etrüsk halkı ve Avusturya’da yaşayan Etrüskler aynı halkız…



       



Bu anıtta bir de “göz” figürü var. Gözün yanında “ESIÇIN ELIZ” yazılı yani “senin anmakta olduğun halk” O ne demek? ETRÜSKLER! Ayrıca ayni yerde “OK ULUYUZUG” demiş. Anımsanacaktır Türkler kendilerine çok eskiden “OK” diyorlardı, Türk demeden önce. “OK” yüceliği, yani “Ok hakimiyeti” anlamına geliyor. Burada ayrıca “Esibiz es uçulusug” diyor, “bize bağlı liderlik” anlamında bu da GLOZEL’i gösteriyor, çizgileri takip edince.Anıtın üst kısmında “uzatikulir uçuz”, -uzaktaki liderlik- anlamında yani güneydeki ülkeler demek oluyor.
Buradaki en önemli yazı “usuluçun” ifadesi. Usulmak yani vücut bulduğunuz yön. Us vücut demek, Batı “corpus” diyor. Etrüskler “us” kelimesini Tanrı manasında da kullanıyor. Yani bizi yaratan Tanrı var ya işte onun bulunduğu yön deyip doğuyu gösteriyor, oradan geldik demek istiyor. “Eziçiz esis atab” diyor yine, “atab”- atanan şey- bugünkü anlamında. Yani “transfer olanlar bölgesi” demek istiyor. 

Heredot’ta Anadolu’dan gelenler Umbria’ya yerleştiler” der kitabında. Tümüyle doğru! Etrüsklerin bu ifadesini de Heredot doğrulamış oluyor. Umbria’ya yerleşenlere “transfer olanlar” diyor.  Daha ne desin? 

Türklerin ana yurdu neresidir diye sormak gerekmez mi artık? Orta Asya mıdır? İtalya’da Etrüsklerin olduğu Orta İtalya mıdır? Nedir?

Türkler tarih boyu toplu halde altı yerde bulundular:
  • Issik Gölü ve civarı
  • Ural Dağlarının güneyi Sölgentas Mağarasının bulunduğu yer.
  • Tavas ve civarı (Bu Türklerin asıl ana yurdudur – Kazakistan)
  • Sibirya Ulukent Havzası
  • Doğu Anadolu
  • Güney Batı Fransa (Burada Türkler yaşamış) 

Türkler Doğu Anadolu’da Mısırlılardan önceki dönemde bulundu. Mısır yazısı da buradan Mısır’a gitti. Bu altı yerin hepsi de Türklerin ana yurdu olduğunu göstermez. Türkler birinden diğerine gitmişler ve yer değiştirmişler sürekli…Türklerin ana yurdu Kazakistan' dır. Etrüsklerin sembollerinden birçoğu Kazakistan’da görülen sembollerin aynısı. Etrüsklerin Avusturya’da bıraktıkları eserler de aynı. 

Kanadalı bir hanım araştırmacı EZEL, Kanada’ya daha 12. yüzyılda yani İsa’dan 1200 yıl önce Orta Asya’dan Türklerin gelerek oraya yerleştiğini, Apaçilerin Türk olduğunu söylüyor. Gel de şimdi çık işin içinden dimi!

Popper’in dediği gibi “bilimin günümüzdeki en önemli özelliği yanlışlanabilir olmasıdır. Yoksa bilim bilim olmaz, dogma veya ideoloji olur.”

Şimdi de tekrar Yüce Atatürk’e kulak verelim:
  • “Dünya yüzünde ondan (Türk) daha büyük, ondan daha ESKİ, ondan daha temiz bir millet yoktur ve tüm insanlık tarihinde görülmemiştir” (1929)
  • “Türk yurdu daha çok büyüktü yakın ve uzak zamanlar düşünülürse Türk’e YURTLUK etmemiş bir KITA yoktur. Bütün dünyada Asya, Avrupa, Afrika hatta Amerika Türk atalarına Yurt olmuştur.” (1929) 
"Tamamı alıntıdır.Resimler eklenmiş ve düzenleme yapılmıştır."



You Might Also Like

1 yorum:

  1. Bu bilgileri okuyabileceğimiz kitap listesi olsa şahane olurdu

    YanıtlaSil